AKÇAKOYUNLU    
                     
  1974 Yılı hububat alım kampanyasında geçici görevli olarak,Gaziantep'in   
Oğuzeli ilçesine bağlı Akçakoyunlu ekibine görevlendirildim.      
  İskenderun'dan otobüsle G.Antep'e geldim.Akçakoyunlu ky.ne köylü garajın  
dan bir tek otobüsün çalıştığını öğrendim.gündüz saat 11.de Akçakoyunlu'ya gitmek   
üzere otobüse bindim.Otobüs G.Antep'ten çıktıktan sonra G.Antep'in güneyine yani  
sınıra doğru gitmeye başladı,Otobüsteki  konuşmalardan otobüs şöförünün adının   
Cuma hamurlu olduğunu öğrendim.Şöförün yanında elinde zurna olan birisi oturuyordu
Otobüs,Akçakoyunlu yolu üzerindeki her köye uğruyor,yolcu indirip,bindiriyordu.  
  G.Antep'ten çıkalı 2 saat olmuş ancak daha yolun yarısına ulaşamaştık.Otobüs
ağaçlık ve sulak bir yerde durdu,şöför Cuma hamurlu elinde bir torbayla otobüsten indi
bir ağacın altına oturdu torbayı açtı,bir şişe rakı,peynir ve antep fıstığı ile kendine bir
sofra hazırladı.otobüsteki yanında oturan zurnacıyı çağırdı yanına oturttu,Söfor rakısı
nı bardağa doldurdu,zurnacıya hadi çal dedi,zurnacı barak uzun havalarını çalıyor.  
şöför Cuma hamurlu'da rakısını içiyordu.Yolcularda diğer ağaçların altında oturuyor  
lardı.yolculardan birisine,bu nasıl iştir.Akçakoyunlu'ya ne zaman varırız dedim.Adam  
bu otobüs G.Antep'e gidip gelen tek otobüstür.sabahları saat 05. te barak ovasından   
çıkar,gidişte de dönüşte de bütün köylere uğrar,gündüz saat 10 gibi G.Antep'e ulaşır  
G.Antep'ten gündüz saat 11 de çıkar.akşam saat 5 gibi Akçakoyunlu'dan geçer dedi.  
bu otobüse binen Barak köylüleri bu durumu bilir.Otobüs şöförünün hergün burada  
mola vereceğini,rakı sofrası kuracağını herkes bilir.Ne diyeceğimi bilemedim.  
  Akçakoyunlu'ya saat 5 gibi vardım,Akçakoyunlu G.Antep'in 40 Km.güneyinde
tam Suriye sınırında,7 haneden oluşan bir köy.köyde,1903 yılında Almanlar tarafından
yapımına başlanan ve 1940 yılında tamamlanan Türkiye Bağdat demiryolu hattı ve yine
Almanlar tarafından inşa edilen Demiryolu gar binası bulunmaktadır.Ancak gar binası  
boşaltılmış,herhangi bir faaliyeti bulunmamaktadır.Akçakoyunlu'da birde Bölük komu
tanlığı bulunmaktadır.                
  Sabah hububat alımı için gelen personel,ve alınan hububatın tahmil tahliye işini
yapacak olan Müteahhit ve adamlarıda gelmişti.Bize yaz sezonu boş olduğu için idari  
işlerimiz için okul müdür odasını,kalmamız içinde okul lojmanını tahsis ettiler,Tahsis   
işlemini,Köyün Muhtarı ile Jandarma Bölük komutanı Yüzbaşı gerçekleştirdiler  
  Hubabat alımları 1000 çekerli el baskülü ile yapılacaktır.Akçakoyunlu'da ka-  
palı depo olmadığından satın alınan hububat açık yığınlarda muşambalı yığın olarak  
depolanacaktır.Hububat depolanacak araziyi ise,Jandarma Bölük komutanı,sınır tel  
örgülerine 5 metre mesafe kalacak şekilde depolama yapabileceğimiz,ancak sabah saat 
7 den önce ve akşam saat 7 den sonra hububat depoladığımız sahaya giremeyeceğimi
zi söyledi,                  
  Akçakoyunlu tren hattından geçen trenler,tren hattı üzerinde kurulu bulunan   
su tanklarından su almak için durabiliyorlardı,durduklarındada inen ve binen olmasın  
diye trenin etrafı askerler tarafından sarılıyordu.          
  Hububat alımları başlamıştı,sadece traktör ve küçük tonajlı kamyonetle geti  
rilen buğday ve arpayı satın alıyorduk,işçiler buğday ve arpayı römorklarda çuvallayıp
sırtlarına alıp ,tartılmak üzere baskülün üzerine koyuyorlardı,Tartı memuru yüksekçe   
yerde oturuyor,depo memuru da baskülün yanında biraz aşağıda kalacak şekilde oturu
yorlardı,Tartı memuru 4 yaz diye bağırınca,depo memuru çeki pusulasına 4 yazıyor  
ve yine tartı memuru baskül üzerindeki 4 çuvalı tartıp,tartılan rakamı yine bağırarark   
depo memuruna bildirerek çekiye pusulasına yazılmasını sağlıyordu.Gün boyu böyle  
devam edip gidiyordu.                
  Bölge Müdürlüğümüzden Akçakoyunlu ekip şefliğine gönderilen talimat zarfla
rı üzerindeki adres, Akçakoyunlu Ekip Şefliği .G.Antep Köylü Garajı,Şöför Cuma  
hamurlu eliyle şeklinde yazılarak gönderiliyordu,Otobüs Akçakoyunlu'dan geçerken   
Şöför Cuma Hamurlu zarfı Muhtara teslim ediyor.Muhtarda zarfı bize getiriyordu.  
  Yazışmalara ait zarfların bir başka geliş şekli ise,Bölge Müdürlüğümüzden gön
derilen yazışma  zarfları " Toprak Mahsulleri Ofisi Akçakoyun Ekip Şefliği,TCDDY   
Kargamış istasyonu aracılığı ile " Kargamış istasyonuna gelen bu zarflar Akçakoyun  
ludan geçen bir trene veriliyor,tren Akçakoyun'lu ya yaklaştığında uzun uzun siren ça  
lıyordu biz bu sirenleri duyunca ,bize mektup geldiğini anlıyorduk.personelden birisi  
koşarak demiryolu hattının yanında duruyorduk,gelen tren makinisti zarfları ağır olsun
diye bir taşa bağladığı mektupları,durmak yasak olduğu için hızla geçerken bize doğru
fırlatıyordu,Çalıların arasına düşen taşa sarılı mektup zarflarını alarak ekip bürosuna  
getiriyorduk.                  
  yığınların altına polietilen seriyorduk,aniden rüzgar çıkınca 40 metre kadar  
uzuanluğunda polietilen Suriye tarafına uçtu,bunu gören Suriyeli Köylüler hemen koşa  
rak polietileni alarak köylerine doğru götürmeye başladılar.o sırada tesadüfen ana yol  
dan geçen Bölük Komutanı Yüzbaşı bu durumu gördü,biz polietileni geri getirin diye  
bağırıyorduk,Yüzbaşı tel örgünün yanına geldi ,bunlar getirmez ler dedi ve yanındaki  
askerin yardımıyla tel örgüden atlayarak polietileni götüren suriyelilere doğru koşmaya 
başladı,Yüzbaşının kendilerine doğru koştuğunu gören Suriyeli köylüler polietileni bı  
rakarak kaçtılar,Yüzbaşı polietileni getirip bize teslim etti.Yüzbaşıya teşekkür ettik.  
  1974 yılı alım kampanyasında Akçakoyunlu Ekip şefliği olarak 250 ton buğ-  
day ve Arpa alımı yapılmıştı.satın alınan hububatta Bölge kamyonları ile İskenderun  
silosuna taşınmıştı.                
  G.Antep'te Şube Müdürü olarak bulunduğum 1988 yılı hububat ve bakliyat   
alım sezonunda ,hububat bedellerinin çek olarak ödendiği bir gün ,bir üretici buğday  
bedeli çekini imzalatmak için odama geldi,çeki aldım tam imzalayacakken,çekin üzer-  
rindeki isme takıldım.Çekin üzerindeki isim Cuma Hamurlu yazıyordu,adamın yüzüne  
baktım,sen Cuma hamurlumusun dedim,Evet Müdür bey dedi,sen 1974 yılında G.Antep
Akçakoyunlu arasında çalışan otobüsün şöförümüydün diye sordum.Evet müdür bey 
o bendim dedi.peki o zaman istersen benim odamda otur,istersen çık dışarıda otur bir
saat sonra gel,çünkü senin çekini bir saat sonra imzalayacağım dedim.Neden müdür bey 
bir eksiklikmi var dedi,hayır eksiklik yok,şimdi ben bir çay ve sigara içeceğim,çünkü   
benim keyif saatim sende bekleyeceksin dedim,Cuma hamurlu şaşırmıştı,ne var müdür
bey işim çok acele köye döneceğim dedi,bende,bundan 14 yıl önce 40 Km.lik G.Antep
Akçakoyunlu arasını tam 5 saatte gitmiştin,birde yarı yolda rakı sofrası kurup,zurna  
çaldırarak tam bir saat benimde içinde olduğum tüm yolcuları bekletmiştin hatırladınmı
dedim.Ben o günü hiç unutmadım Cuma bey dedim.Cuma Hamurlu neye uğradığını   
şaşırmıştı.evet,o zaman çok gençtim,bir gün birisinin çıkıp,hesap soracağı hiç aklıma
gelmezdi dedi.Biraz daha sohbet ettikten sonra çekini imzaladım çıktı gitti.O günden   
sonra Cuma Hamurlu ile birdaha karşılaşmadım.          
                     
              Recep ERDOĞ    
                     

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.